22 Eylül 2019 Pazar

kaza

yıllardır aklımda hep aynı kaza sahnesi canlandı durdu, ne zaman uzun yola çıksak; gözümü kapattığım an show haber bültenini görüyordum..
aynı aileden üç kişi diyordu kadın, otoyol kenarına çekilmiş cesedim, sürüklenmiş olsa gerek, gelip geçen arabalar pestilimi çıkarmasın diye.
üst bedenime bi' kağıt kapatmışlar, insanlara varlığımla acı ve korku hissettirmeyeyim, onlara ölümü hatırlatmayayım diye..
yani yine de ölü bir bedenin yüzünü görmek nerden baksan kötüdür,
bacaklarım açıkta, ölçüsüz dökülmüşler,
ayakkabımın teki çıkmış diğeri ayağımda hani mavi, pembe bağcıkları olan
ölüm nasıl da hiç beklemediğim anda bulmuş beni.

aynı aileden üç kişi

arabanın devriliş sahnesi

ben nerdeyim sahi

babamı gördüm, ön koltukta kendinde değil ve kafasından kanlar akıyor
ölmüş galiba
annemi arıyor gözlerim, buldum işte, biraz uzakta.. savrulmuş kazanın etkisiyle büyük ihtimalle. 
hep uçup gitmek istedin, bilirim öyle anlarda yine de nasıl çaresiz soğan doğramaya koyulduğunu, uçup gitmeliydin. keşke hepinizin yaşadığı tüm acıları dindirebilsem
keşke annenin vurduğu her yerden öpsem seni, hor görülen neren varsa sarılsam,
o içine akıttığın gözyaşlarından; berrak, masmavi, özgür bir deniz yaratsam; yüzsek orada günboyu ve arınsak acılarımızdan.
keşke baba sevilmemiş çocukluğunla oyunlar oynasam ya da hiçbir şey yapmasam bir kez sarılsam, tüm sarılamadıklarımlarım için.

nerde başladım nerde bittim belli değil,

gözümü bi açıyorum, altyazı bile geçmiyoruz.

4 Temmuz 2016 Pazartesi

Bizim Büyük Çaresizliğimiz

Merhabalaaar..
Bugün sizlere bir kitaptan bahsedeceğim. Güzel adam Barış Bıçakçı'nın Bizim Büyük Çaresizliğimiz isimli kitabını nihayet bitirdim. Nihayet bitirdim dediğime bakmayın, bunun kitabın sıkıcı olmasıyla ya da akmamasıyla ilgisi yok tamamen benim tembelliğimden kaynaklanan bir durum.

Neyse kitaptan bahsedeyim artık. Ender,Çetin ve Nihal isimli üç ana karakterden oluşuyor. Hikaye Ender'in ağzından Çetin'e aktarılıyor. Bu nedenle kitabı okurken kendimi hep Çetin gibi hissettim, hep Çetin'i savundum. Kabataslak konuya gelecek olursak; Ender ve Çetin ilkokuldan beri arkadaşlardır araya ayrılıklar girse de sonunda aynı evde yaşamaya başlarlar derken Amerika'da yaşayan arkadaşları Fikret'in anne ve babası bir trafik kazasında hayatlarını kaybederler, Fikret'te kardeşini arkadaşlarına emanet ederek Amerika'ya döner ve böylece Nihal, Ender ve Çetin'in hayatına girmiş olur. Asıl hikaye de bundan sonra başlıyor zaten; iki kahramanımız da Nihal'e aşık oluyor, Nihal bir başkasına.


Çok sıcak bir hikaye, sarıp sarmaladı beni. Ben bir eleştirmen değil okur olduğum için sadece beğendiğim ve beğenmediğim yönlerine değineceğim tabii ki. Ender ve Çetin'in arasındaki zengin ilişki, sonsuz sevgiyi çok sevdim. Olası bir Ender-Nihal ya da Çetin-Nihal aşkındansa Ender-Çetin dostluğunu okumak çok daha fazla hoşuma gitti benim. Birlikte tatile gittikleri kısmı ve Nihale aşık olduklarını birbirlerine itiraf etmelerini büyük bir ilgiyle okudum. Bütün bunların yanında Nihal'i daha fazla tanımak isterdim ben. İçsel dünyasını, kürtajdan sonraki ruh halini kafasında neler döndüğünü duymak isterdim kendi ağzından. Ben kitabı çok sevdim keşke bu kadar ertelemeyip tek solukta okusaymışım dedim. Sizlere de tavsiye ederim, iyi okumalar :)

Ender ve Çetin'in Nihal'in sevgilisinden kaçtıkları gün radyoda çalan şarkı ^^

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Günün Müziği~ Candy Went Missing

Günün müziği bu olsun öyleyse. Başrolünde Heath Ledger'ın oynadığı müthiş etkileyici bir film olan Candy'nin soundtracklerinden biri ve her dinlediğimde içimden bir şeyler kopup gidiyor. Mutlu günler olsun :)
Dipçik Not: Film siddetle tavsiye edilir.